“Allah’ın Arş’a İstivası” isimli eserimizin, Onuncu dersindeyiz. Bu dersimizde, nüzul hadisinin manasını izah edeceğiz.
Nüzul hadisinde Efendimiz (asm) şöyle buyurmuş:
“Gecenin üçte ikisi geçip de son üçte biri kaldığında, Rabbimiz dünya semasına iner ve der ki: Yok mu bana dua eden, duasına icabet edeyim. Yok mu benden bir şey isteyen, istediğini ona vereyim. Yok mu benden af dileyen, onu affedeyim.”
Allah’ın Arş’ta olduğunu iddia edenler, bu hadisi gösterip diyorlar ki: Bu hadiste, Allah’ın dünya semasına indiğinden bahsedilmiş. Dünya semasına inmek için, üstte olmak lazım gelir. Bu üst mekân da Arş denilen mekândır. Yani onlara göre, Allah zatıyla Arş’ta oturuyor. Gecenin üçte ikisi geçtiğinde, dünya semasına iniyor.
Kardeşlerim, kendilerine Selefi diyen bu kişilerin, zerre miskal muhakeme kabiliyeti yok. Hadisteki mecazı, hakikat zannediyorlar. Hadisin manası, o vakitte yapılan ibadetlerin sevabının kat kat olması ve o saatte yapılan dualara çabucak icabet edilmesidir. Yani Dünya semasına inen, Allah’ın zatı değildir; rahmetidir, keremidir, ihsanıdır. Allah o saatlerdeki ihsanının bolluğunu, mecaz bir ifadeyle beyan buyurmuştur. Lakin bu Selefiler ne mecaz bilir ne de teşbih…
Şimdi, mecazı hakikat zanneden Selefilere 6 soru soracağız. Bu soruları işittiklerinde, itikatlarından utanacaklar.
Şimdi şunu hayal edin: Eğer Allah Arş’taysa, dünya semasına inmek için önce kürsüye, sonra da dünya semasına inecek. Selefiler, Allah’ın Arş’ı kapladığını söylüyorlar. Bu durumda, Allah kürsüye nasıl sığacak? Kürsü, Arş’a kıyasla çöldeki yüzük gibidir… Hadi kürsüye sığdı, peki dünya semasına nasıl sığacak? Bunun olabilmesi için, Allah’ın Arş’tan inerken küçülmesi lazım gelir.
– Ey Selefiler! Siz, küçülen ve zatı değişikliğe uğrayan bir mabuda mı iman ediyorsunuz?
– Ey Selefiler! Siz böyle, arş ile dünya arasında mekik dokuyan bir mabuda mı iman ediyorsunuz?
– O zaman Allah Arş’ta iken dünya semasını kim idare ediyor?
– Ve Allah dünya semasına indiğinden, Arş’ı kim idare edecek?
– Ey Selefiler! Gördünüz mü, batıl itikadınız sizi, hangi sorulara muhatap ediyor?
– Ey Selefiler! Siz, ezeli olmayan, hâdis olan bir mabuda mı iman ediyorsunuz?
– Yok, “Rabbimiz ezelidir.” derseniz, biz de deriz ki: O halde hâdis sıfatlar, ezeli olan zata nasıl ârız oluyor?
Kardeşlerim, dersimizi burada tamamlayalım. Böyle ilmi dersler, bazen bir defa dinlemekle anlaşılmaz. Dersi bir defa daha seyredebilir ya da sitemizden metnini okuyabilirsiniz. Bir sonraki derste buluşuncaya kadar, Allah’a emanet olun.