Sevgili kardeşlerim, Hadis Savunması isimli eserimizin Yirmi Altıncı Dersindeyiz. Bu dersimizde, “Sahabeler hadisleri yazmış mıdır?” sorusunun cevabını vereceğiz. Bazı hadis inkârcıları, “Sahabeler hadisleri yazmamıştır. Hadisler 300 sene sonra yazılmıştır.” diyerek, meseleyi bilmeyenleri şüpheye sokmaktadır. Bu dersimizde bu şüpheyi inşallah izale edeceğiz.
Peygamber Efendimiz (asm), İslam’ın ilk yıllarında hadisleri yazmayı sahabesine yasaklamıştı. Ebu Said el-Hudri Hazretlerinin naklettiği bir hadis-i şerifte, Efendimiz (asm) şöyle der:
“Benden bir şey yazmayın. Kim benden, Kur’an’dan başka bir şey yazdıysa onu imha etsin. Benden -sözlü- rivayette bulunun, bunda bir mahzur yok. Kim bilerek bana yalan nispet ederse ateşteki yerini hazırlasın.” (Müslim, 4/2298)
Zeyd ibni Sabit Hazretleri de bu zaman için şöyle der:
“Kur’an ve teşehhüdden başka bir şey yazmadık.”
Yasaklama konusunda, Hz. Ömer, Muaz b. Cebel, İbni Abbas, Abdullah İbni Ömer ve Ebu Musa gibi başka sahabelerden de rivayetler gelmiştir.
Hadislerin yazılmasının yasaklığını bildiren hadisler hususunda, alimler farklı izahlar yapmışlardır. Bazı alimlere göre, hadislerin yazılmasındaki yasak, Kur’an’ın yazıldığı sayfalarla ilgilidir. Yani aynı sayfaya hem Kur’an hem de hadis yazılması yasaktır. Farklı farklı sayfalara yazılması yasaklanmamıştır.
Bir kısım alimler de şöyle demiştir:
Hadisleri yazmak hususundaki yasak herkes için değil, sadece hafızası kuvvetli olanlar içindi. Bundan maksat da onların yazıya güvenerek hadisleri ezberleme işini ihmal etmelerini önlemektir. Hafızası zayıf olanlar yazma hususunda izin istemişler ve kendilerine izin verilmiştir.
Hadis yazmanın yasaklığı hususunda ekser alimler de şöyle demiştir:
Hadislerin yazılmasının yasaklığıyla ilgili hadisler, İslam’ın ilk yıllarına aittir. Bu yıllarda hadislerin yazılması, şu iki sebepten ötürü yasaklanmıştır:
Daha sonraki yıllarda ise şu sebeplerden dolayı, hadisleri yazmaya izin verilmiştir:
İşte bu gibi sebeplerden dolayı hadislerin yazımına izin verilmiş ve birçok sahabe hadisleri yazıyla muhafaza etmiştir.
Hadislerin yazılmasına izin verilmesine dair bir rivayeti şöylece nakledelim:
Abdullah İbni Amr (ra) Hazretleri der ki: Ben Hz. Peygamber (asm)’dan işittiğim şeyleri ezberlemek arzusuyla yazıyordum. Kureyş beni menederek:
“Sen Resulullah (asm)’dan her duyduğunu yazıyorsun. Hâlbuki Resulullah (asm) bir insandır. Öfke ve rıza, her iki hâlde de konuşur.”
dediler. Bunun üzerine yazmaktan vazgeçtim. Ancak durumu da Hz. Peygamber (asm)’a arz ettim. Resulullah (asm) parmağıyla mübarek ağızlarına işaret edip buyurdu ki:
“Yaz. Nefsimi elinde tutan Allah’a yemin ederim ki, buradan haktan başka bir şey çıkmaz.” (Ahmed ibni Hanbel, Müsned, II, 158)
Yine Hz. Enes’ten gelen bir rivayette, Hz. Enes’in Peygamberimiz (asm)’dan dinleyip yazdığı hadisleri, daha sonra gidip Peygamberimize okuyarak arz ettiği belirtilir. Enes b. Malik Hazretleri hadis rivayeti sırasında, hadislerin yazılı olduğu bu defterleri talebelerine gösterirdi. Bundan anlaşılıyor ki, Enes b. Malik Hazretleri de hadisleri yazıyordu.
Hadislerin yazılması hususunda izin ifade eden çok rivayet vardır:
Hz. Peygamber (asm)’in, hadislerin yazılması hususundaki iznine ve sahabelerin yazdığına delildir.
Yine birçok sahabenin yazdığı hadis mecmuaları bizlere ulaşmıştır. Bu sahabelerden bazıları şunlardır:
Sahabe tarafından kaleme alınan mecmualar bir yana, Hicri I. yüzyılın ikinci yarısıyla, II. yüzyılın ilk yarısında 400 kadar muhaddisin hadisleri yazdığı artık belgeleriyle bilinmektedir.
Ancak şunu da belirtmeliyiz ki; bir kısım sahabeler hadisleri yazıyla muhafaza etse de hadislerin tamamı sahabeler tarafından yazılmamıştır. Burada şu soru ortaya çıkıyor:
“Sahabeler hadislerin tamamını niçin yazmamıştır?”
Bu sorunun cevabını bir sonraki derste vereceğiz. Bir sonraki derste görüşünceye kadar Allah’a emanet olun.